Adam duymuş Yunanistan’da deniz mahsulü, meze bol…
Eş dost, komşu, atlıyor uçağa, arabaya soluğu Kos, Dedeağaç, Selanik’te alıyor.
Facebook’ta, instagram’da resimler. Kadehler havalarda.
Kalamarlar, Ahtopotlar, karidesler masa ful dolu. Zemin gözükmüyor.
Masada 4 kişi var. 1 şişe Yeni Rakı, 1 şişe Yeşil Efe, 1 Şişe de Barbayanni rakı açılmış.
Vay anam vay…
Her bölgenin lokal rakısı var
Kim ne yerse yesin, ne içer içsin aslında kimseyi ilgilendirmez ama,
Her bölgenin kendine has yemekleri, lokal şarap, bira ve uzoları var.
Üstelik bu lokal ürünler o kadar da korkutucu tatlara da sahip değil.
Üç aşağı beş yukarı ufak aroma farkları ile aslına benziyorlar.
Masalarda çoğunlukla Türk rakıları ve sadece Barbayanni görmek anlaşılır gibi değil.
Üstelik bu rakılar tam da bu sebepten dolayı daha da pahalı.
Oraya kadar gitmişsin bari lokal olanı denesene…
Tek tip olmanın cezasını keserler
İşin faturası dönüş yolunda belli oluyor.
Duty free alanı talana hazır Türkler’le dolu.
Memlekette ki malum vergilerden dolayı, insanlar kapış kapış saldırıyor.
Rakı fiyatlarına birde bakıyorsun ki, aralarında muazzam farklar var.
Üretim prosesleri ve Hammadeleri aşağı yukarı aynı olmalarına rağmen,
Türk rakıların litresi 18 € dan başlarken, Yunan Uzolar 7-10 € arası.
Bir tek Barbayanni’nin fiyatı takılmış 17 € ile bizim rakıların peşine.
Hayret ya! Tesadüfe bak!!
Üstelik Duty free vergisiz alan. Fiyatlar tamamen çıplak ve üreticilerin takdirinde.
İşte bu noktada üretici şirketler tüketici davranışlarını iyi gözlemliyor ve
tek tip davranışın, deneme yapmaya kapalı olmanın cezasını olay yerinde hemen kesi-veriyorlar.
fiyatlar gerçekten çok iyiymiş.