Şiraz, son dönemin hareketli yeme-içme alanı, Moda ve Kadıköy arasına konumlanmış butik bir meyhane. Misafirlerinin çoğu müdavim haline dönüşmüş olan Şiraz’ın, bana göre en cezbedici yanı, işletmecilerinin aynı zamanda yemeği ve servisi yapan kişiler olması. “Şef restoranı” olarak tabir edilen bu tip işletmelerde, misafir ile mekan arasında bağ yüksek seviyede kuruluyor. Hayat tarzı birbirinden farklı müşteri ve işletme karşılaştığında ise (ki genelde meyhanelerimizde durum böyle) yemek, daha yapay ve keyifsiz bir ortamda geçiyor.
İşletmeciler Aşçı
Şiraz Kadıköy, aşçı’nın servis yapan kişi, servis yapan kişinin de, işletmeci olduğu butik bir işletme. Mekanın işletmecileri kendi gitmek istedikleri meyhaneyi hayal etmiş ve yaratmışlar. Tuğçe ve Ceyhun, (Tuğçe 2017 Mayas ayında işletmeden ayrıldı. Güncelleme) aldıkları aşçılık eğitimine, hayat tarzlarını da ekleyerek Şiraz’a hem ruhsal, hem de tatsal anlamda lezzet katmışlar. Şiraz’ın sahibi Ahmet Bey de onlara açık çek vermiş ve dışarıdan seyretmek yerine kendisini olayın içine katmış. Şiraz’ın zevkli ve samimi atmosferi, güzel meyhane müziği ile birleşince kolay kolay kalkmak istenmeyecek bir ortama dönüşüyor.
Özel ekmekler mekana özel mezeler
Şiraz’ın ekmekleri anca şehirdeki iyi fırınlarda bulabilecek türden. Mezeler ise butik ve lezzetli. Müşterinin kafası karışmasın ve kaçmasın diye genelde yandaki restoran ile tıpa tıp aynı yemekleri yapan restoranlarımızın tersine, özgün mezeler menüyü oluşturuyor. Anadolu, Ege ve Akdeniz kültürünün ortasında olan ülkemizdeki zenginlik, Şiraz’ın menüsünde kendisini bulmuş. Zeytin yağ etkisinin yoğun görüldüğü menüde, Acılı havuç tarator ve kabaklı kuru cacık sevilen lezzetler.
Mezeler ve sıcaklar Zengin Coğrafyadan
Bir çok medeniyetin ortasında olan coğrafyamız yemek kültürü açısından çok zengin. Şiraz’ın menüsü de aslında hem bizim topraklardan, hem de Akdeniz üzerinden İspanya’ya kadar uzanan o meyhane kültüründen etkilenmiş. Menüde bulunan Dana yanak ve Vongole kum midyesi Akdeniz’in batıya doğru olan tarafının tipik örnekleri arasında. Pastırmalı humus ve Tarçınlı yaprak ciğer ise doğunun temsilcileri. Ana yemek, ara sıcak ayırımı olmaksızın menü de sıcaklar olarak belirtilen bölüm, tam olarak coğrafyamızdaki ortadan paylaşma kültürünü temsil ediyor.
Özetlemek gerekirse Kadıköy Şiraz’ı hem yaşamayı, hem yemek yapmayı bilen kişilerin işlettiği bir Ege-Akdeniz meyhanesi olarak tarif etmek mümkün. Şiraz’a yemeğe gidenler için tavsiyem menüyü iyi inceleyip, kendi zevklerine göre uygun kombinasyonu seçmeleri olacaktır. Zira ondan getir bundan getir, yemezsek de yarısı çöpe gitsin mantığıyla yapılmış yemek yok menüde.
Yorum Yap