Yaz sonrası,
“Yunan adalarında içki ucuz”
“Kocaman ahtapot ile 1 kadeh şaraba 5 € verdim”
“Burada bizi kazıklıyorlar”
“Yunanistan’da yarı paraya daha iyi yemek yiyoruz” gibisinden muhabbetler artarak devam ediyor.
Peki Türkiye’de içkili yemek neden pahalı? Bu yazıda, bu konuyu derinlemesine inceleyeceğiz.
Restorancıya göre rakı pahalı
İşletmeciye göre, rakı da ki yüksek vergi oranı hesapların kabarmasına sebep oluyor.
Peki rakı da ki vergi oranı nedir ?
82 TL’ye satılan büyük rakı da kabaca 40 TL ÖTV mevcut.
KDV oranın ile birlikte alınan vergi yaklaşık 48 TL’ye çıkıyor.
4 kişilik masada 1 büyük rakı içildiğinde, verginin hesaba yaptığı kişi başı katkı 12 TL civarı.
İyi de biz Yunanistan’a göre ortalama iki kat fazla hesap ödüyoruz.
Üstelik orada deniz mahsulü, burada yoğurt-patlıcan yiyoruz.
Hepsi bu 12 TL yüzünden mi ?
Fiyat farkı Kültür ile alakalı olmasın sakın ?
Araştırmalara göre,
Türkiye’de nüfusun yaklaşık %70’i hayatı boyunca hiç alkol kullanmamış durumda.
Kalan % 30′ un çok büyük bir bölümü ise alkolü düğün-dernek veya diğer ev dışı tüketim
kanallarında tüketiyor.
Her gün içki içenlerin oranı %1, evinden alkol tüketenlerin oranı yine %1 civarı çıkmış.
Üniversite mezunlarında sık içenlerin oranı bile %12 çıkmış.
Yemek-içki uyumuna ilgi olmadığı için, içkisiz balıkçılar ön plana çıktı
Alkol veren restoranların pahalı olmasının arka yüzünde, yemek ile beraber içki tüketiminin çok yaygın olmaması yatıyor.
Rakı-Balık söylemi,
Balıktan çok, meze ve ara sıcak tüketimin olduğu.
Alkol almanın ön plana çıktığı.
3 saatten az sürmeyen.
Ve daha çok deşarj olmaya yönelik bir ortam olarak algılanıyor.
Restoran piyasası, son yıllarda gelişen ve toplumda iyi balık yemenin adresi olarak görülen içkisiz balıkçı konsepti ile aslında, ben balık pişirmeyi biliyorum ama siz içki içmeyi bilmiyorsunuz mesajını veriyor.
Arnavutköy’de ki Adem Baba içkisiz balıkçıların ilklerinden
İçkili restoranlar başka problemler ile uğraşıyor.
İçkili balıkçılar, daha çok misafirlerini hoş tutmak, aman abim, canım abim şeklinde eylemekle uğraşıyorlar.
Gidilen restoranda saatlerce oturup garsonun, kominin esir alınması.
Alınan fazla alkolün etkisiyle misafirin oluşturduğu güvenlik riskleri.
Bağırtı, çağırtı, dozajı kaçırma, hır gür…vs
Perdenin arkasındaki maliyetler olarak fiyatları yükseltiyor.
Pendik’ teki kuru et lokantası alkollü müşterilerini dizginlemek için uyarılar asmış
Tüketiciyi iyi gözlemlemiş 2 Restoran örneği
Set balık
2000’li yıllara damgasını vuran Set Balık’a gitmeyen yoktur herhalde.
Set balık ne yapar. Ne kadar içtiğinizi saymaz, Rakılar istasyonlarda sahipsiz olarak durur ve istediğiniz zaman servis edilir.
İçtiğiniz rakı adeti sayılmazken, bir yandan masanız meze bombardımanına tutulur.
O kadar çok meze ve ara sıcak yemiş olursunuz ki, mideniz fazla alkol almaz. Alsa da karbonhidrat komasına girersiniz.
Tencere yemeğinin soğuk hallerinden oluşan mezeler insana gizliden anne mutfağını hatırlatır. (Set’i eleştirmek için söylemiyorum her restoranda var)
Balık böreği, balık pastırması, balık kokoreç gibi ara sıcaklar etnik ve bölgesel kimliklere dokunur.
Ve en güzeli de yemekten çıktıktan sonra, Rakı & Balık yaptığınız hissi sizde hakimdir.
Kanatçı Haydar
Yeni Bosna’da ki Kanatçı Haydar’ın, sırrı kendinde saklı özel sosuyla, kömür ateşinde yaptığı kanatlar insana parmaklarını yedirir.
Mekanda yemek az ve özdür.
Kanatçı Haydar, misafirlerini meşhur kanadını ile buluştururken, bir kadeh rakı veya biradan da mahrum bırakmaz.
Ancak ortamı huzurlu tutabilme adına, alkolü 2 adetle sınırlaması ve bu durumu birçok öğretici duvar yazısı ile vurgulaması oldukça düşündürücüdür.
Kanatçı Haydar, içki içmenin adabını öğretmeye çalışıyor
Fiyatlar arz-talep sebebi ile yüksek
Toplumun genelinin konuya nasıl baktığı maliyet ve fiyatlamaları belirliyor.
Yunanistan’da halk yemeğin yanında bir kadeh bir şey içmeyi seviyor. Uzun oturan da camı çerçeveyi indirmiyor.
Yunanistan’da içkiye bizim kadar ÖTV koysalar, halk sokağa iner.
Bizde ise toplumun %70’i hiç içmiyor, en az %25′ i de ayda yılda bir eğlenmek, kurtlarını dökmek için içiyor.
Aslında eğlenmek için içmenin tabi ki bir sakıncası yok. Ancak bu durum fiyatları yukarı, yemek kalitesini aşağı çektiği de açık..
Ne zaman, 1 kadeh şarap veya rakının ile birlikte bir kalamar yenip, oradan akşam sinemaya gidilirse, fiyatlar o zaman aşağı iner.
http://www.milliyet.com.tr/iste-turkiye-nin-alkol-haritasi/gundem/detay/1714739/default.htm
Yorum Yap